Gece Körlüğü Belirtileri Ve Testi (Tavuk Karası)
Gece Körlüğü (Tavuk Karası) Nedir?
Gözde, görmeyi sağlayan bir çok katman ve küçük kısımlar vardır. İyi bir görüntü elde edilmesi için bunların hepsinin görevini iyi yapması gerekir. Gözün hangi kısmında sorun varsa, onun üstlendiği görevle ilgili bir rahatsızlık ortaya çıkar. Renkli görüntüyü ve gece algılanan siyah-beyaz görüntüyü algılayan 2 farklı reseptör vardır. Renkli görüntüyü algılayana koni, siyah-beyaz görüntüyü algılayana ise çomak reseptörü adı verilir. İşte bu çomak reseptöründeki bozukluk nedeniyle oluşan rahatsızlığa gece körlüğü denir.
Gece Körlüğü Genetik Midir?
Gece körlüğü sonradan oluşabilecek bir hastalık değildir. Genetik olarak taşınan bir rahatsızlıktır. Kadınlarda ve erkeklerde görülme olasılığı aynıdır. Gece körlüğü oluşan bireyler toplumun 4000′ de 1’i kadardır.
Gece Körlüğü Belirtileri
-> İlk zamanlar yalnızca gün doğumunda yetersiz görme durumu oluşur.
-> Zamanla gece görüşü de bozulur.
-> Hastalığın son safhalarında ise geceleri, bir borunun içinden bakıyormuş gibi bir görüntü algılanır. Bu görüntünün gözlük, lens gibi merceklerle düzeltilme şansı yoktur.
Gece Körlüğü Testi
Gece körlüğü testinde 2 önemli kriter vardır. Birincisi doktorun, retinada bulunan pigmentleri kontrol etmesidir. Eğer bu pigmentlerde bir problem varsa, gece körlüğü düşünülebilir. İkinci kriter ise hastanın alaca karanlık veya gece ay ışığında, nesneleri net göremediğini sölemesidir. Bu iki durum var ise gece körlüğü teşhisi koyulur.
Gece Körlüğü Tedavisi
Günümüzde gece körlüğünün kalıcı bir tedavisi yoktur. Bu nedenle tıp bu hastalık karşısında yalnızca hastaları bilgilendirmekle yetinmektedir. İlerleyen dönemlerde bu rahatsızlık kalıcı körlüğe neden olabilir. Kalıcı körlüğün geciktirilmesi için hastaya A vitamini takviyesi yapılmaktadır. Ancak bu kesin bir çözüm değildir.
A Vitamini Bakımından Zengin Besinler Nelerdir?
-> Havuç
-> Ispanak
-> Kırmızı et
-> Balık eti
-> Ciğer
-> Süt ve süt ürünleri
Gece Körlüğü Tedavisinde Son Gelişmeler
Gece körlüğü tedavisinde son yıllarda fareler üzerinde yapılan deneylerde olumlu gelişmeler izlenmiştir. Gözdeki bazı hücreler, yapılan işlemlerle görüntü algılayabilen reseptörlere dönüştürülmüş ve körlük bulunan farelerin tekrar görmeye başladığı belirlenmiştir. Ancak bu yöntem henüz insanlar üzerinde denenmemiştir. Önümüzdeki yıllarda bu tekniğin geliştirilerek gece körlüğü nedeniyle oluşan kalıcı körlüğün tedavi edilebileceği düşünülmektedir. Aşırı derece körlük bulunan hastalarda ise retina implantı (biyonik göz teknolojisi) kullanılmaya başlanmıştır. Biyonik göz, kusursuz bir görme sağlayamaz ancak hastanın yaşam kalitesini artırır.
Biyonik Göz Nasıl Çalışır?
Biyonik göz uygulaması 3 ana parçadan oluşur. Bu parçalar kamera, bluetooth aygıtı ve retina implantıdır. Kamera, hastaya takılan bir gözlüğün köşe kısmına yerleştirilerek görüntüleri toplar. Bluetooth aygıtı hastanın kemerine veya pantolonuna sabitlenerek kameradan gelen görüntüleri göz içindeki implanta iletir. Retina implantı ise kameradan gelen görüntüleri sinir hücrelerine aktararak beyne taşır. Bu sayede hasta yaşamını devam ettirebilecek seviyede bir görme yetisine kavuşur.
Biyonik Göz Ameliyatı Riskli Midir?
Biyonik göz ameliyatı oldukça zor teferruatlı bir ameliyattır. Ayrıca ameliyattan sonra hastanın bir süre gözlem altında tutulması gerekir. Bu sayede kurulan sistemin ne kadar iyi çalıştığı gözlemlenir. Bir de hastanın biyonik göze uyum süreci oldukça önemlidir. Her hastanın adapte olma süresi farklıdır. Hasta, kullanılan yönteme tam adapte olmalıdır ki kendi başına yaşamını sürdürebilsin. Doktor hastada bu gelişimi görmeden kesinlikle taburcu etmemelidir. Biyonik gözüm yerleştirildiği ameliyatlar genel anestezi altında yapılır. Yani diğer ameliyatlardaki genel anestezi riskleri neyse bunda da aynıdır. Birde yeterince tecrübesi olmayan veya dikkatsiz davranan cerrahların göz sinirlerine zarar verme riski vardır. Burada da ameliyatı yapacak doktorlara büyük sorumluluk düşmektedir.
Yorumlar:
Henüz yorum yapılmamış.