Renk Körlüğü Nedir?

Tüm renkler kırmızı, mavi ve yeşilin birbirleri ile karışması ile oluşur. Bu ana renkler 2’li veya 3’lü şekilde ve farklı oranlarla karışarak renk tayfını oluşturur. Ancak bazı insanlar bu renk tayfındaki bir takım renkleri seçemez veya birbiri ile karıştırırlar. Bu duruma renk körlüğü adı verilir. Bu hastalık kesinlikle bir görememe durumu değildir. Renk körleri nesnelerin şekillerini ve konumlarını gayet düzgün biçimde görülebilir. Renk körlüğü genellikle kırmızı ve yeşil ana renklerinin tonlarını seçememe şeklinde ortaya çıkar. Bu duruma kırmızı- yeşil renk körlüğü denir. Bazı insanlarda ise 3 ana rengin de tonlarını seçememe durumu vardır. Buna ise total renk körlüğü denir. Kuzey ülkelerinde daha sık rastlanan bu hastalık, ülkemizde de çok sayıda insanda vardır.

Renk Körlüğü Genetik Midir?

Renk körlüğü genetik olarak aktarılır. Ancak diğer genetik hastalıkların aksine ileriki kuşaklara tek şekilde taşınmaz. Hastalık geni hem X kromozomunda çekinik olarak hem de vücut kromozomlarında baskın olarak taşınabilir. Bu iki durumda kız veya erkek çocuklarında hastalığın görülme oranları değişmektedir.

Renk Körlüğü İleriki Yaşlarda Oluşabilir Mi?

Renk körlüğü, genellikle doğuştan olan bir hastalıktır. Ancak bazı kişilerde başka etkenlerden dolayı sonradan oluşabilir. Gözlerin damar ve sinirlerinde meydana gelen hasarlar veya çeşitli hastalıklar nedeniyle alınan ilaçlar renk körlüğüne sebep olabilir.

Renk Körlüğü Testi

Renk körlüğü testleri, okul çağına gelen çocuklara kesinlikle yapılmalıdır. Çünkü çocuk böyle bir hastalığın farkında olmaz ve arkadaşlarının görebildiği renkleri, düzgün şekilde seçemezse psikolojisi bozulabilir. Renk körlüğü testinde içinde bir rakamın olduğu  ve yuvarlak şekilli farklı renklerden oluşmuş büyük bir resim gösterilir. Hastaların bu şekil içindeki rakamı seçip seçemediği sorulur. Bu yöntemle kişinin renk körü olup olmadığı anlaşılabilir.

Renk Körlüğü Tedavi Edilebilir Mi?

Doğuştan gelen renk körlüğü kesinlikle tedavi edilemez. Ancak bu durum insanları korkutmamalıdır. Çünkü renk körlüğü yalnızca yaşam kalitesini bir miktar düşürür. Bunun dışında genel görmeye veya yaşam süresine olumsuz bir etkisi yoktur. Başka bir deyişle diğer insanlar olmasa renk körleri bu hastalığını fark etmeden bile ömürlerini tamamlayabilir.